9 Mayıs 2025 14:39

PKK’nin kongre açıklaması | EMEP: Kayyım kararları iptal edilsin, tutuklu siyasetçiler serbest bırakılsın

PKK'nin kongre duyurusunun ardından açıklama yapan EMEP, kayyım kararlarının iptal edilmesi, Demirtaş ve Yüksekdağ başta olmak üzere siyasetçilerin derhal serbest bırakılması gerektiğini vurguladı.

PKK’nin kongre açıklaması | EMEP: Kayyım kararları iptal edilsin, tutuklu siyasetçiler serbest bırakılsın

Fotoğraf: Evrensel

PKK, 12. Kongresini 5-7 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirdiğini açıkladı. "Abdullah Öcalan'ın çağrısı temelinde tarihi kararlar alındığı" kaydedilen açıklamada, kararlara ilişkin geniş ve ayrıntılı bilgi ve belgelerin yakın zamanda kamuoyu ile paylaşılacağı belirtildi.

Emek Partisi (EMEP), PKK'nin duyurusunun ardından, "Kayyım kararları iptal edilsin, tutuklu siyasetçiler serbest bırakılsın" başlıklı bir açıklama yayımladı.

"PKK ile ilişki" iddiasına dayandırılarak belediyelere atanan kayyımların bu gelişme karşısında gerekçesini yitirdiği vurgulanan açıklamada, "Kayyım atanan belediyelerin görevden alınan başkan ve yöneticileri görevlerine iade edilmelidir" denildi. 

Açıklamada, HDP’nin tutuklu eski eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ başta olmak üzere tüm siyasetçilerin de derhal serbest bırakılması gerektiği belirtildi. Yine HDK soruşturması kapsamında tutuklananların tümünün de serbest bırakılması gerektiği vurgulandı.

Meseleye yaklaşımda eşit yurttaşlık anlayışının temel alınması gerektiği belirtilen açıklamada "Tecride son verilmeli ve operasyonlar durdurulmalıdır" denildi ve ‘sürecin’ iktidarın iç ve dış politika hesaplarına hapsedilmesini önlemek açısından demokrasi güçlerine, işçi ve emekçilere görevler düştüğüne dikkat çekildi.

EMEP Genel Merkezi tarafından yapılan açıklama şöyle:

'Demokrasi güçlerine, işçi ve emekçilere görevler düşmekte'

"PKK, 12. Kongresini 5-7 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirdiğini, sonuçların ve alınan kararlara ilişkin geniş ve ayrıntılı bilgi ve belgelerin yakın zamanda kamuoyu ile paylaşılacağını açıkladı.

Muhtemelen, sürecin bundan sonra nasıl ilerleyeceği zaman içinde daha fazla netlik kazanacak. Ancak bu aşamada, iktidarın ve devlet tarafının yapması gerekenlerin bir kez daha altını çizilmesi ve hatırlatılması önemlidir. 
 
Bugüne kadar PKK ile ilişki iddiasına dayandırılarak belediyelere atanan kayyımların bu gelişme karşısında gerekçesini yitirmiş olduğu açıktır. Kayyım atanan belediyelerin görevden alınan başkan ve yöneticileri görevlerine iade edilmelidir. Tutuklu olan belediye başkanları ve belediye yöneticileri serbest bırakılmalıdır. 
 
HDP’nin tutuklu eski eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ başta olmak üzere, PKK ile ilişkilendirilerek tutuklanmış olan tüm siyasetçiler derhal serbest bırakılmalıdır. 
 
Son olarak HDK soruşturması kapsamında evlerine baskın yapılarak, kapıları koçbaşı ile kırılarak gözaltına alınıp tutuklanmış olanların, zaten hukuksuz olarak gerçekleşmiş olan tutuklulukları temelini de tamamen kaybetmiştir. HDK soruşturması kapsamında tutuklananların tümü serbest bırakılmalıdır.
 
Bu sürecin, Kürt meselesinin demokratik çözümüne kapı açabilmesi için, demokratik ve hukuki bir çerçeveye kavuşturulması gerektiğini açıktır. 
 
Kürt halkının anadilinde eğitim hakkı başta olmak üzere, ulus olmaktan kaynaklı taleplerinin Anayasal güvenceye kavuşturulması yönelik düzenlemeler yapılmalıdır. 

Meseleye yaklaşımda eşit yurttaşlık anlayışı temel alınmalıdır.

Tecride son verilmeli ve operasyonlar durdurulmalıdır.
 
‘Sürecin’ iktidarın iç ve dış politika hesaplarına hapsedilmesini önlemek açısından demokrasi güçlerine, işçi ve emekçilere görevler düşmektedir. Meclisin, somut adımların atılması ve bu adımların takibi bakımından rol alması, muhalefet partilerinin bu süreçte iktidarı zorlayan, takip eden ve denetleyen bir tutum geliştirmesi elzemdir." (Politika Servisi)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Sermaye diktası

Sermaye diktası

İşçi başına 608 bin lira aylık kâr elde eden TÜPRAŞ, dayattığı sefalet sözleşmesine direnen işçilerin eylemlerini ‘tutanakla işten atma’ tehdidini kullanarak şimdilik bastırdı. Kimi zaman ‘demokrasi nutukları’ atan büyük sermayenin, harekete geçen işçiyi önce polisle sonra fişleyerek tehdit etmesi, ülkedeki ‘otoriterleşme’nin esasen kimin işine yaradığını ve sermaye diktasının vardığı boyutu gösteriyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
10 Mayıs 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et